Fizyoterapistlik mesleği, hareket bozukluğuna yol açan her türlü yaralanma, hastalık ve yaşlılıkta, ağrı ve fonksiyon bozukluklarında uzman bir hekimin tanısı sonrası fizyoterapiye özgü değerlendirme yöntemlerini kullanarak yine birçoğu dünyada fizyoterapistler tarafından geliştirilmiş olan tedavi yaklaşımlarını planlayıp uygulamaya yönelik bilgi ve beceriyi kazanan, sağlık ve yaşam kalitesinin artırılmasında önemli görevleri olan bir meslektir.
Günümüzde, Fizyoterapistler hareket ve fonksiyonun çeşitli nedenlerle tehdit edildiği bütün durumlarda bağımsız hareket ve sağlıkla ilgili yaşam kalitesinin arttırılmasında her geçen gün sayıları artan yaklaşımlarla hizmet vermektedirler. Dünyada ve ülkemizde toplumların bu gün ve gelecekteki olası ihtiyaçları fizyoterapistlik mesleğinin gelişimini kaçınılmaz kılmaktadır.
Fizyoterapistler; ulusal ve uluslararası yataklı tedavi merkezlerindeki (üniversite, devlet vb...), ortopedi ve travmatoloji, nöroloji / pediatrik nöroloji, psikiyatri, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, beyin ve sinir cerrahisi, genel cerrahi, kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, göğüs hastalıkları / göğüs cerrahisi, çocuk hastalıkları, üroloji, onkoloji, kadın doğum, kulak-burun-boğaz, tüm yoğun bakım servisleri, plastik cerrahi servisleri, yanık üniteleri, romatoloji bilim dallarına ait servislerde, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, protez-ortez üretim ve rehabilitasyon merkezlerinde, birinci basamak sağlık hizmetleri veren kuruluşlarda, endüstri alanlarında, okullarda, spor kulüplerinde, huzur evlerinde, mesleki rehabilitasyon merkezlerinde ve kaplıca merkezlerinde, dal merkezlerinde, evde bakım merkezlerinde özel veya kamu görevi yapabilirler. Üniversitelerde ilgili eğitim-öğretim programlarında sınav kazanmak şartı ile mezuniyet sonrası eğitimlerine devam ederek bilim uzmanlığı, doktora, doçent, profesör unvanı alabilirler.
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.